En Son Yazılar
Burak Fidan: “Aslında bizim savunduğumuz edebiyatın temel ve ezeli hikâyesi.”
Söyleşi: Burak Fidan – Gülenay Börekçi Romanın, hikâyenin nasıl yazılacağını öğrenmek için yaratıcı yazarlık kurslarına giden yazarları değil, içindeki kimyaya teslim olan cesareti aradığınızı yazmışsınız. Cesaret edebiyatta az rastlanır bir şey mi haline geldi? Sebepleri nedir? Cesaret sadece edebiyatta değil her alanda önemini yitirdi, az rastlanır bir tavır oldu. Neden? Çünkü cesaretin yerine daha kullanılabilir,...
> Köpekler ve Allah / İsmail Pelit, TurboScan.
Ayrıntılı okumak için resmin üzerine tıklayın.
Sennur Sezer: “[Orhan Duru’nun] Şimdi o uykuya vardıktan üç yıl sekiz ay sonra bir romanı var: Az Roman.”
Orhan Duru “Niye az roman?” diye sorup, yanıtlıyor “Hiiiç. Belki de güncel yaşamımızda içine düştüğümüz saçmalıkları yazıda da yürütmek istiyoruz. Ve bu yaptığımızın klasik romanla bir bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.” “Az” tanımının lokantalardaki anlamını da açıklıyor: “…çoğunlukla ucuz olsun diye az pilav ve az kuru yerdik. Böylece yarı fiyatına bir öğün yemeği çıkarırdık.” Orhan Duru’nun yazdıklarını...
Biz kimiz? Kasım 2012’de Ahmet Güntan ve Burak Fidan editörlüğünde kurulan Raskol’un Baltası, Şubat 2017’den itibaren Fidan ve Şişman Yayıncılık’ın yayın dizisi olarak Burak Acar ve Burak Fidan tarafından yönetilmektedir. Alfa ve Emek Kitap tarafından dağıtılan Raskol’un Baltası kitaplarını d&r, idefix, pandora, kitapyurdu, babil, rob389, kitapvitrini, kitapzen, kitap ve kitap, alternatif kitap, iki a yayıncılık, hepsiburada, hermes kitap, dünya kitap gibi sanal mağazaların...
> Genç yazar Ozan Can Özübal Raskol’un Baltası’nda.
“Motoruyla evlerin arasında, plastik ağaçların yanından geçerken güneşli soğuk bir kış günü tüm kayıtsızlığıyla yaşanıyordu. Yağmurlu bir günün ertesinde, hayatın anlamının ne olduğu sorusu gözleri ile yol arasında bir yerde 62 puntoyla asılı duruyordu. Binlerce dünyalı kendisine tam bu anda bu soruyu acıyarak soruyor olmalıydı. Aksi halde dünyada aynı anda 28.000 kişi mastürbasyon yapıyor olmazdı. Yoksa...
> Ozan Can Özübal
Ozan Can Özübal (1984) Antalya’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Antalya’da bitirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde şehir ve bölge planlama okudu. İlk romanı İtlaf 2013 yılında Raskol’un Baltası tarafından yayımlandı ve Sabitfikir’in hazırladığı 2013’ün en iyi 50 romanı listesinde gösterildi. Bataklık ikinci romanı.
> Şair Ahmet Güntan’ın ilk romanı Olanlık. Raskol’un Baltası’nda.
“Biri bana sen benimsin dediği zaman inan benim sikim kalkıyor, bayağı kalkıyor, dimdik, vücuduma böyle sıcak bir şey doluyor, kollarımda zevkli bir uyuşukluk, o an ona inanmaktan başka bir şey düşünemem ben, beni alacak, tek vücut olacağız, sapıklık gibi bir şey bu, biliyorum, ama elimde değil Manitu, böyle hissediyorum ne yapayım.” Tamamı diyaloglardan oluşan...
> Ahmet Güntan
Ahmet Güntan [İzmir, 21 Mayıs 1955] ilköğrenimini İzmir Güzelyalı Müdafa-i Hukuk İlkokulu’nda, ortaöğrenimini İzmir Bornova Maarif Koleji’nde tamamladıktan sonra ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri ilk olarak Kasım 1977’de Birikim dergisinde çıktı. Aynı yıllarda Yeni İnsan dergisinde müzik yazıları yazdı. Haldun Bayrı’nın İki Şahit ve Diğerleri [1997] kitabında bir okuma notu yer aldı. Roza Hakmen’in çevirdiği Don Quijote ve Kayıp Zamanın İzinde kitaplarındaki şiirleri çevirdi....
> Anlatı dünyamızın tuhaf ve yoğun çocuğu İsmail Pelit Raskol’un Baltası’nda.
“güzel siyah köpek bırakmıyor peşimi. mutsuzluğumun sureti olarak düşündüğüm, azmanlaşan, zincirini kırıp beni peşinden koşturan o köpeğin yerine bu gerçek köpeği koyuyorum şimdi. köpeğe gülümseyerek bakıyorum: “senin adın mutsuzluk, anladın mı?” başını sallıyor. cebimdeki son simit parçasını uzatıyorum, kokluyor, alıyor parmaklarımın arasından. “ölene kadar bana eşlik edecek misin mutsuzluk?” başını sallıyor. iyi. köpekleştirdiğim mutsuzluğum şimdi...