Lan bu duşun suyunu da bir türlü ayarlayamıyorum. Bi çok sıcak oluyor. Bi çok soğuk. Kendi kendine değişiyor. Ortada durmuyor. Aslında kovayla yıkanmak en iyisi.

Şaban hoca bana mezhepleri bir araştır dedi. Aralarında inanılmaz farklar varmış. Google’a bile yazsan çıkıyormuş mezhepler arası farklar diye. O da inanıyormuş eskiden. Ay takvimi yanlış dedi bana. Mal mı ne? Boş boş işler. Mezheplerin nesini araştırıcam. Ben araştırmayı sevmiyorum. Ben sorgulamayı sevmiyorum kardeşim. Ben boşluk bulmak istemiyorum. Bana ne öndeki lokomotifi çeken güçten? Bana ne alimlerin kattığı yorumdan? Bana ne onun bunun uydurmalarından ya da uydurma olup olmadığını bilmeden uydurma diyenlerden. O turuncu saçlıdan bana ne kardeşim. Ben ilgilenmiyorum. 10 TL’nin arkasında kimin resmi var neden bakayım ki? Paranın nesine bakayım, nesini inceliyeyim, niye resim yaparlar ki paraya, sanki çerçeveletip duvara asacağım, para işte, 10 TL 10 tane somun eder başka da bir halta yaramaz. Senin bağlamaya kattığın yorumdan bana ne? Karışık işlerden bana ne? Hileyle hurdayla işimiz yok. Hastanenin yakınında eczane açmak zorsa zor, bana ne, sanki ben eczane mi açacağım? Bana ne 15 bin TL kiradan. Ben sadece kızlarla ilgileniyorum. Sarışın ama esmer de olur. Bazı esmerler de çok güzel. Hiçbiri yabana atılmaz, sadece onlarla ilgiliyim. Aklım fikrim kızlarda.

Net bir seçim yapamıyorum.

Herkes ne kadar salak. Ne saçma ne kadar dangalakça işler yapılıyor. Saçma sapan işler, aptalca, televizyonu kaldırıp duvara fırlatmak istiyorum. Bu sene göbeği açık moda. Bu devirde sikici olman lazım. İyi sikicen. Ben merhametliyim. Çok asabiyim. Aşırı, yani sinirlerim bozuk. Bu dünyanın cartanı çıktı. Çivisi çıkmış. Böyle bir dünya olamaz. Anasını avradını böyle dünyanın. Nefretle doluyum. Güneş de beni mahvediyor. Sıcak havalar, sonra soğuk havalar, samimiyetsiz tavırlar. Sinir oluyorum. İntikam planları yapıyorum. Beygir beygir adamlar.

Müzeyyen ablayı ne zaman görsem telefonla konuşuyor. Ne konuşuyor bu kadar anlamadım. Aydoğan’a dedim ki, bak o kız sana yaramaz. Sana gelmez o. Yok diyor. Sorunları varmış. Ne sorunu var, ya kıza motor diyorlar, bu başka sorunları var diyor. Sorunları varsa sana ne? Sen psikolog musun? Saçma sapan konuşma ya, ben sana bir şey diyor muyum? Her şey saçma, sinirlerimi bozmaya başladı. Ama zaten bozuk benim sinirlerim, doğuştan bozuk. Yakarım lan hepinizi, yakarım.

Müzeyyen abladan bize neyse. Kimle konuşuyorsa konuşuyor. Zaten güzel bir kadın bile değil. Kapı tamir eden kadına kadın mı denir?  Eve bir matkap alacağım. Ne yapacaksam matkapla. Ama evimde bulunsun istiyorum. Kar yağsın istiyorum şu haziranın ortasında. Saçma sapan şeyler olsun. Mevsimler birbirine girsin. Şaban hoca ay takvimi yanlış diyor. Bir insan hangi mevsimde doğduysa doğum günü hep o mevsime gelmeliymiş. Ya şaban siktir git ya. Senden niye bahsediyorsam. Aynı kıvırcık Ali’ye benziyor.

Kız motormuş. O öyle diyor öbürü başka bir şey diyor. Çok da kulak asmayacaksın. Kendilerini hemen bir şey zannediyorlar. Ben mesela Ayşegül hanım niye hiç evlenmedi merak ediyorum. Bana neyse, beni ne ilgilendirir, ne budalaca ne hadsiz meraklarım var. Bazen kendime de gıcık oluyorum. Bugün ne yaptıysam sonuç vermedi. Ben de salıverdim artık. O kadar da önemsenecek bir durum yok. Yani şimdi bu Sibel bu tartışmadan dolayı mı bu çocuğu düşürdü? Ben inanmıyorum. Tartışmayla çocuk düşmez. Bence bunun kanaması vardı. Sonra bu bir suçlu aradı kendine. O zaman da Cem hocaya katil mi diyeceğiz şimdi. Olur mu canım öyle saçma şey. Şule hocanın doğum günüymüş galiba. Ya da daha doğrusu pastası var, doğum günü pastası mı ne pastası belli değil. Hande hanım söyledi. Hande hanım söylemese hiçbir şeyi bilmeyiz. Hande çok sessiz, kendi halinde ne güzel. İncecik. Bunlar çok önemsiz. Kimseye önem vermiyorum. Herkesle iyi kötü bir ilişkim var. Bazen bir el bombam olsaydı diyorum. Yapmayı öğreneceğim. Bomba yapmayı öğreneceğim. Zor bir şey değil. İnternette tarifleri var. Öğren ama sonra yapma istersen. İlla bir yeri patlatacaksın diye bir kural yok. Hiçbir şeyi takmıyorum. Zaten gündüzleri niyetliyim. İsterse önümde yemek yesinler hiç fark etmiyor. Canım istemiyor bile. Kolay lokma değilim, anladınız mı? Yani saçma saçma şeyler. Önem vermiyorum. Sibel’e de önem vermiyorum. Kimsenin günahını almak istemem. Herkes ne yapıyor, ben anlamadım ki. Ne yapmaya çalışıyorsunuz oğlum. Kimin ne dediğini anlamıyorum. Hande de mi oruç tutmuyor? Doğum günleri niçin var ki? Ne gereği  var? Beni sevmiyor olabilirsin. Sevmezsen sevme. Sana yalvaracak değilim. Gerekirse bütün dünya beni sevmesin. Ne yapalım yani. Yapacak bir şey yok. Karl Marx der geçeriz. Sıkıntı yok. Anladın.

Kapı açıksa açık. Esmiyorsa esmiyor. Bundan da mı ben sorumluyum. Bu Şaban ne diyor? Kendi biliyor mu? Zaten haberleri de seyretmiyorum. Haberleri merak da etmiyorum. Ülkede ne oluyor ne bitiyor hiç umrumda değil. Hiçbir şey olmuyor bence. Bana öyle geliyor. Bence bir bok olduğu yok. Ben inanmıyorum. İsteyen istediğini yapsın.

Kendi saçımı kendim keserim. İstersem buradan Kırklareli’ne yürüyerek giderim.  Anne baba ayrılır çocuklar sıkıntı yaşar ama aslında çocuklar daha kolay atlatır bu durumu. Ben Halil’im. Borç ödüyorum. Her gelene de hayat hikayemi baştan sona anlatacak değilim. Kafam rahat her şeyden önce. Yavuz’un saçları dik benimki düz. Yavuz sert görünümlü ben mülayim.

Ne olmuş, ee ne olmuş yani. Ölünün körü olmuş. Motora atlar giderim. Motorun üstünde parende atarım. Taramalı tüfeği alır tararım. Stres atarım. Borç öderim. Karım çalışmıyor. Ceyhun kel. Ceyhun onun adı. Ne iş yapıyor? Mutemet. Neyse ne ya, sanki çok mu önemli. Bir âlem bunu merak ediyor anasını satayım, sırf bu gerizekalıca meraklarını gidermek için koşa koşa gelip bunları okuyor. Yok ebesinin amı. Kızı motorun arkasına atarım. Giderken arkadan belime sarılır.

Yoruluyorum ya. Bilmiyorum ne bileyim? Sana birisi bir şey anlattığında o sende kalsın başkasına anlatma hemen. Ne demek bu şimdi? Bence dut olmasa da olur. Herkes yaz geldi diye seviniyor. Suratsızlar ya. Masum güzellikler yok oluyor. Herkes her şeyi ne çok biliyor. Bilsinler abi, bilirlerse bilsinler. Bir insan neden boş boş gezer ki? Bir yerde işin olur gidersin. Gezip ne yapacaksın ki. Ya bu genel kültür dediğin senin nedir? Yapamıyorum bazen. Sürekli oturuyoruz. Nihai hedefimiz hep oturmak. Bir yere gidiyoruz orda da oturuyoruz, sonra ordan kalkıp başka yere gidiyoruz orda oturuyoruz, hiçbir şey olmasa bir taşın üzerine oturuyoruz. Bunları ne yapacaksın ki?

Mesela evde bazen gardıroptan bir şey alıyoruz değil mi, sonra gardırobun kapısı açık kalıyor mesela. Ya da komidinin çekmecesini ya da işte mutfak dolabının kapağını kapatmıyorsun, sonra gidiyorsun. Sonra geri geldiğinde bakıyorsun açık kalmış. Ne var ki bunda, yani açık kaldıysa ne olmuş. Niye kapatmamız gerekiyor ki, sanki içlerindeki eşyalar mı fırlayacak. Bilmiyorum ya. Descartes gibi düşünüyorum. Sosyoloji bitirdim ya.

Hiç şansın yoksa yoktur. Bu kadar basit. Gökhan niçin koltuk değneği kullanıyor? Sadece eve gidip gelirken alıyor yanına. İşte değneksiz yürüyor. Ben bu işe alışamadım. Arkeoloji bölümünü niye okuyor bu insanlar, başka merak edecek bir şey bulamadınız mı? Eski çağlarda ne yaşandıysa yaşandı.

Olmuş bitmiş. Ben bugüne bakarım. Bana ne tarihten ya. Tarih çok saçma bence. Tarih diye bir şeyin olduğuna da inanmıyorum gerçi. Yalan, uydurma, göz boyama hepsi. Milletin işi gücü yok.

Bu dünyada işi olan bir tek Sevgi var. Sevgi burada bir insan ismi. Bir kızın ismi. Mesaisi bitiyor, eve gitmiyor. Evde yapacak bir şey yokmuş. Nasıl yapacak bir şey yok. Bunlar makarna yapmayı da bilmiyor, pilav gibi bembeyaz sossuz yiyorlar, birisi de ketçap sıkıyormuş üstüne. Bana ne? Ne yaparsanız yapın. Geçen gün bir kirpi gördüm. Bir evin bahçesine girdi. Yani geçmişte olan bir şeyin bana ne faydası var? Ben ders çıkarmayı da sevmem. Gerekirse aynı hatayı yine yaparız, olur biter.

Sürekli bir şeyler bitiyor. Bir şeyde sorun çıkıp duruyor. Motor alıyorsun mesela, sonra onun bakımı var. Kardeşim niye sağlam bir şey yapmıyorsunuz?  Çamaşır makinasının arkasında upuzun hortumu var. Böyle icat mı olur? Güya icat yapmışlar. Upuzun hortumlu icat mı olur? Antenli icat mı olur? Uydulu çanak antenli kablolu icat mı olur? Al sana süpürge makinasının sesi. Hortumu çıkar durur yuvasından. Bunlar icat mı? Ekmek alırsın tazeyken güzel, çabucak bayatlar. Kek küflenir. Gömleği ütülemen lazım. Külotu ütülemek çok faydalıymış. Saçma aslında dimi donu ütülemek. Kim görüyor ki iç çamaşırını. Kırışık olsa ne olur? Ama işte mikroplar ölüyor. Sürekli bir ağaca zarar vererek bir şeyler yapma uğraşındalar. Yav niye ağaçtan yapıyorsun ki. Azcık ağaçtan yapma, çamurdan yap. Bilmiyorum. Ya bunlara da kafa yormalı mıyım? Kızlar nelerden hoşlanır?

Yeni bir alışkanlık edindim: dilimle üst dudağımı yalamak. Aman ne önemli. At gerçekten iyi bir hayvan. Yani çok iyi bir şey at. Bin git işte üzerine.  At var işte, niye otomobil yapıyorsun ki. Ne gerek var? Ama atlar yoruluyor. Yorulursa yorulsun, işi ne? Yok salalım çayıra anasını satayım ömür boyu otlansın dursun sonra da ölsün gitsin. Yok öyle. Atı boş bırakmayacaksın.

Masraf çok var ya. Bilmiyorum ki. Hiçbir şey bilmiyorum yemin ederim.

İlla her şey mantıklı olacak diye bir kural mı var? Güzel güzel.

Ne yapacağız şimdi? Bir çözüm vardır mutlaka. Olacağı yoksa olmaz zaten. Her şey zor ya. Sürekli başına iş çıkarıyor. Heyecan yapıyorsun. Niye fırsatlar ayağına gelmiyor? Niye işlerin işleyişi böyle dolambaçlı? Halbuki ne kadar doğal, iki insan birbirini sevemez mi? Kâğıt oynarken de sıkılıyorum ben ya. Eğlenceli şeyler beni sıkıyor. Anlamadım gitti. Her şey hemen olsa ne güzel olurdu? İlla beklememiz lazım. Sonra da zaman geçiyor gidiyor. Mecburen geçsin gitsin istiyorsun. Bu işlere akıl sır ermez. Enesler iftara kadar kahvede batak oynuyorlar, bu sıcakta başka türlü geçmiyormuş. Derinden bir öfke duyuyorum. Şiddetli bir kasırga dolanıp duruyor içimde. Klişe laflarla oyalanıp duruyoruz. Neymiş de bir şeyi çok istesen de olmuyormuş. Ee ne olmuş? Boş boş laflar. Ne kadar saçma. Çok istiyorsun olmuyor, az istiyorsun olmuyor. Ne salakça kurallar. Kısmet ne ya. Kısmet diye bir şey var. Ne bu ya. Çok mu gerekli. Bir de hayırlısı var. Hiçbir şey isteyemiyoruz anasını satayım. Nerden bileyim hayırlı mı, ben bunu istiyorum işte, allah allah ne saçma ya, başlarım böyle dünyaya ha. Hayırlıysa istiyorum yoksa istemiyorum. Ebenin amı. O kadar da iradeliyim.

Her zaman mahzunsun. Her zaman derbedersin. Üstüne yorgan örterek yatıyorsun. Kalkıyorsun.  Yürüyüş yapmak diye spor olur mu? İnsanları kandırıyorlar işte. Yürümek oradan oraya gitmeye yarar. Yürümek bir spor değildir, bunu aklınıza sokun. Kendinizi kandırmayın. Yürüyerek spor falan olmaz. Yakında durmak diye bir spor çıkacak. Millet akşam mesaisini tamamladıktan sonra bir parka gidip öküz gibi bir saat dikilecek. Bunlar spor mpor değildir. Böyle her şeyin en tembelcesini seçerek bir halt elde edemezsiniz. Oturmak diye spor olur mu, zaten oturuyorsun akşama kadar. Geri zekalı gibi hep oturduğun için uyanığın biri sana yürümeyi spor diye yutturuyor. Bunlara karşı değilim. Hepsine lanet gelsin. Çok da tınn yani.

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on TumblrPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someone